top of page

BECERİ DEĞİŞİMİ: Otomasyon ve işgücünün geleceği



Otomasyon ve yapay zeka (AI) işin doğasını değiştiriyor. Teknolojinin ekonomi, iş dünyası ve toplum üzerindeki etkisi üzerine devam eden McKinsey Global Institute'nün yapmış olduğu araştırmanın bir parçası olan bazı tespitlere baktığımızda, işgücü becerilerine yönelik talepte meydana gelen değişimler ve insanların şirketler ile giderek daha fazla etkileşime girmesiyle işin nasıl organize edildiğine dair yeni bulgular sunuyor. Bankacılık ve sigortacılık, enerji ve madencilik, sağlık, üretim ve perakende olmak üzere beş sektöre odaklanarak ABD ve beş Avrupa ülkesi için bugün ve gelecekte 25 temel işyeri becerisine harcanan zamanı ölçüyor. Bazı önemli bulguları da şu şekilde belirtiyor: 


Otomasyon, son 15 yılda gördüğümüz işgücü becerilerindeki değişimi hızlandıracak. Araştırma, talepteki en güçlü büyümenin teknolojik beceriler için olacağını, bugünün en düşük kategorosinde bulunan teknolojik becerilerin, 2016 yılında %11 olan çalışma saatlerinin yüzde 17'sini temsil ettiğini, 2030'a kadar bu çalışma saatlerinin %55 olmasını beklediğini açıklıyor. Temel dijital becerilerin yanı sıra programlama gibi ileri teknolojik beceriler ile liderlik ve başkalarını yönetme gibi sosyal ve duygusal becerilere olan talep yüzde 24 artarak çalışılan saatlerin yüzde 22'sine yükselecek. Daha yüksek bilişsel becerilere olan talep genel olarak orta derecede artacak, ancak bu becerilerin bazıları, özellikle yaratıcılık için keskin bir şekilde artacağını açıklıyor.


Bazı beceri kategorilerine daha az talep olacak. Temel veri girişi ve işlemeyi içeren temel bilişsel beceriler %15 azalacak ve çalışılan saatlerin %18'inden %14'e düşecek. Genel ekipman operasyonunu içeren fiziksel ve manuel becerilere olan talep de %14 oranında düşecek, ancak birçok ülkede 2030'da çalışılan toplam saatlerin yüzde 25'ini oluşturan en büyük işgücü becerileri kategorisi olmaya devam edecek. Beceri kaymaları sektörler arasında farklı şekilde olacaktır. Örneğin sağlık hizmetleri, imalat ve diğer sektörlerde talep azalsa bile bu sektörlerde fiziksel becerilere artan bir ihtiyaç görülmeye devam edecek.


Şirketlerin rekabetçi kalabilmek için bu beceri değişikliklerini ele alırken aynı zamanda önemli organizasyon değişiklikleri yapmaları gerekecek. Yedi ülkedeki 3.000'den fazla iş liderinin yaptığı bir araştırma, işçiler için sürekli öğrenmeye yeni bir vurgu ve daha işlevsel ve ekip tabanlı -işbirliğine dayanan takım- çalışmalara geçişe dikkat çekiyor. Görevler değiştikçe, işlerin yeniden tanımlanması gerekecek ve şirketler daha çevik hale gelmeleri gerektiğini söylüyor. Bağımsız çalışma -geçici ve kısa süreli freelance işler- daha fazla büyüme gösterecektir. Genel olarak beceri değişimlerini ele alarak, liderlerin ve insan kaynaklarının da uyum sağlaması gerekecek: şirketlerin neredeyse yüzde 20'si, yönetim ekibinin otomasyon ve yapay zekanın benimsenmesini sağlayacak yeterli bilgiye sahip olmadığını söylüyor. Her üç şirketten neredeyse biri, otomasyonun benimsenmesi için ihtiyaç duydukları becerilerin eksik olmasının gelecekteki finansal performanslarına zarar vereceğinden endişe duymaktadır.


Yüksek vasıflı işçiler için rekabet artarken, esas olarak düşük vasıflı işçiler üzerinde yoğunlaşacak değişimler daha fazla olacak ve gelir eşitsizliğini arttıran ve orta ücretli işleri azaltan bir eğilim devam edecektir. Şirketler, yüksek vasıflı işçilerin işe alınmaları ve yeniden eğitilmeleri (reskilling) ve ücretlerin arttığını görüyorlar. Otomasyonun benimsenmesinde ön planda olan firmalar ihtiyaç duydukları yeteneği çekmeyi beklemektedir, ancak daha yavaş uygulayan şirketler seçeneklerinin daha sınırlı olacağından korkmaktadır.


Ankete katılan şirketlerin neredeyse yarısı, geleceğin işgücünün oluşturulmasında öncülük etmeyi beklediklerini söylüyor, ancak tüm paydaşların büyük ölçekli yeniden eğitim ve diğer geçiş zorluklarını yönetmek için birlikte (rekaberlik esasına dayalı) çalışması gerekecek. Şirketler, eğitim ekosisteminde okulların müfredatlarını yeniden şekillendirmek için eğitimcilerle işbirliği yapabilir. Sanayi dernekleri (ticaret ve sanayi odaları) yetenek hatlarının oluşturulmasına yardımcı olurken, işçi sendikaları (işkur) sektörler arası hareketliliğe yardımcı olabilir. Devletlerin geçiş döneminde işçiler için güvenlik önlemlerini güçlendirmesi ve taşınabilir faydalara geçiş de dahil olmak üzere hareketliliği teşvik etmesi gerekecek, çünkü çalışma yolları, işgücü kaynakları, çalışma alanları artık eskisinden çok daha fazla değişti.


Otomasyon ve yapay zeka işgücünde ihtiyaç duyulan becerileri değiştirecek

2030'a kadar değişmesi ön görülen beceriler yüksek oranda gelişmiş bilgi teknolojileri becerileri (#upskilling) ile temel dijital becerilerdir. O işi yapmak için gereken temel ve yüksek bilişsel beceriler de yükselen bir ivme ile artış gösteriyor. Girişimcilik, liderlik, komplek problem çözme, takım çalışması ve işbirliği, disiplinler arası çalışabilme, duygusal zeka, çeviklik ve esneklik gibi çok önemli yumuşak beceriler (#soft skills) değişen iş yapış şekillerini baştan tasarlıyor. Ön görülen gelecek zamanı 2030 iken #pandemi sayesinde bu zamanın gerilediğini de söyleyebiliriz. Artık daha hızlı değişime uyum sağlama ve hatta değişime katkı sunma ayrıcalığı herkes için vizyon planına alması ve uygulamayı esas alması çok önemli.




Bireysel ve kurumsal alanda yarına hazırlanmak için değişimi kucaklamak ve beceri değişimlerini doğru şekilde tanımlamak gerekiyor. Bu değişimi anlamak ve uyum sağlamak için eğitim ve iş dünyasının birlikte çalışmasını gerektiren gelişim haritalarına ihtiyacımız var. İş dünyasına hazır bir işgücü oluşturmak için GT Kariyer Yönetimi modeli önemli bir örnek teşkil ediyor. Lise düzeyinde müfredata alınmış olan Gelişim Tasarımı dersleri iş dünyası tarafından en çok talep edilen becerileri yetkinlik düzeyinde vermektedir. Bu anlamda GT Kariyer Yönetimi modeli ile güçlü gelişim haritaları oluşturabiliriz.

bottom of page